Türkiye’de
Sığırlarda Babesia bovis ve Babesia bigemina’nın Epidemiyolojisi
(TAGEM/HS/05/01/02/98 no’lu Proje sonuçlarıdır.)
Babesiosis, tropik ve subtropik iklim kuşaklarında evcil ve yabani hayvanlarda çok yaygın olarak rastlanan, Ixodidae ailesine bağlı keneler tarafından transovarial ve transstadial olarak nakledilen protozoer bir hastalıktır (Ristic ve Lewis, 1977). Babesiosis başta sığırlar olmak üzere koyun ve keçilerde yaygındır. Özellikle kenelerin aktif olduğu Nisan- Ekim ayları arasında, bu hastalıktan ölüm oranı ithal sığırlarda %90'a kadar ulaşmaktadır. Yüksek ateş, ikter, hemoglobinuri ve anemi semptomları ile seyreden bu hastalık, Türkiye'nin bütün bölgelerinde görülmekte ve büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadır (Mimioğlu ve ark, 1973; Sayın ve ark, 1997).
Bugüne kadar tespit edilmiş 71 Babesia türünden 7'sinin (B. bigemina, B. bovis, B. major, B. divergens, B jakimovi, B. ovata ve B. occultans) sığırlarda babesiosise neden olduğu bildirilmiştir (Sonenshine, 1993). Babesia türlerinin uzun yıllar konağa özgü olduklarına inanılmış, ancak 1957 yılından sonra sığır babesiosis etkenlerinden B. bovis ve B. divergens'in, at babesiosis etkenlerinden B. equi'nin, kemiricilerin babesiosis etkenlerinden B. micorti'nin, insanlarda da enfeksiyon oluşturduğu saptanmıştır (Haeley ve Ristic, 1988., Ristic ve Lewis, 1977., Tanyüksel ve ark, 2002 ).
Akut babesiosis vakalarının teşhisi, klinik bulgular ve mikroskobik muayeneler ile mümkündür. Ancak, latent enfeksiyonlarda kandan yapılan frotilerde etkenlerin görülmesi zordur, bu nedenle serolojik metotlara başvurmalıdır (Soulsby EJL, 1986., Weiland and Reiter, 1988). Serolojik metotların başlıcaları: İndirect Fluorescent Antibody (IFA), Complement Fixation (CF), İndirect Heamagglutination (IHA), Enzyme linked Immunosorbent Assay (ELISA), Slide Enzyme linked Immunosorbent Assay (SELISA), Slide Agglutination (SA), Latex Agglutination (LA), Radio Immuno Assay (RIA) testleridir. Bunlardan IFAT'ın, diğerlerine göre daha duyarlı olması ve toplanan çok sayıda serumun kısa sürede işlenebilmesi gibi avantajları vardır (Goldman ve ark, 1972., Özkoç, 1979., Weiland ve Reiter, 1988., Woodford ve ark, 1990).
Babesiosisin etkin kontrolü, kemoterapi, kene mücadelesi ve aşılama yolu ile yapılmaktadır (Günay ve ark, 2001). Sığır babesiosis'in sağaltımı için Diminazene aceturate (3-5 mg/kg- i.m), imidocarb, imidazolecarbanilid (1-3 mg/kg- i.m), Amicarbalide (5-10 mg/kg- i.m), Phenamidine isethionate (8-13.5 mg/kg, s.c), Quinuronium sulphate (Erişkinlerde %5'lik solusyondan 1 ml/50 kg, gençlerde 0.75 mg/kg s.c veya im) kullanılmaktadır. Nekahat devresinde kan nakli, gıda ve su alması için stimulan ilaçlar, hazmı kolay kabızlık yapmayacak gıdalar yararlı olabilir (Tüzer ve Toparlak, 1999). Babesiosis'in kontrolü ve hayvanların bu hastalıktan korunmasında vektör savaşı çok önemlidir. Bunun için bölgenin kene faunası tespit edilmeli ve bu kenelerin biyo-ekolojik özellikleri araştırılmalıdır, aksi halde yapılacak mücadele amacına ulaşmaz (Karaer, 1986). Son 10 yıldır Babesia türlerinin in vitro kültivasyonunda çok büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Güvenli ve etkili bir aşının geliştirilmesi, sığır babesiosisinin endemik olduğu yerlerde sığır yetiştiriciliğine faydalar sağlayacaktır (Levy ve Ristic, 1988., Pipano, 1989., Pipano 1995., Vega ve ark, 1985).
Yayılış
Dünyanın değişik yerlerinde, sığır babesiosisinin yayılışını belirlemeye yönelik serolojik çalışmalar yapılmıştır. Yunanistan'da (Papadopouls, 1990), B. bovis'in %21.6, B. bigemina'nin %15.2 ; Tanzanya'da (Woodford ve ark., 1990), B. bigemina'nin %88, B. bovis'in %96; Küba'da (Weiland ve Reiter, 1988), B. bovis'in %38, B. bigemina'nın %46 oranında yayılış gösterdiği bildirilmiştir.
Sığır babesiosisinin Türkiye'de yaygın olduğu bilinmektedir. Hastalık ilk defa 1899 yılında Adil Bey ve Nicolle tarafından saptanmış, ancak ilk etken identifikasyonu 30 yıl sonra yapılabilmiştir (Gören ve Yetkin, 1935). Kan frotisi bakılarına dayanan çalışmalarda B. bovis ve B. bigemina'nın İç Anadolu, Doğu Anadolu, Akdeniz, Ege, Karadeniz ve Marmara bölgelerinde tespit edildiği bildirilmiştir (Açıcı, 1995., Aktaş ve ark., 2000., Alp A, 1993., Dumanlı ve Özer, 1987., Sevinç ve ark., 2001., Tüzer E, 1982). Türkiye'nin değişik bölgelerinde mikroskobik muayeneye dayanan çalışmalarda, sığır babesiosisinin %0.6 ile %34.8 oranlarında yayılış gösterdiği ortaya konmuştur (Mimioğlu ve ark., 1955, Özcan, 1961, Hofmann ve ark, 1971., Göksü, 1959., Göksü, 1968., Hofmann ve ark., 1971., Tüzer E, 1982., Eren, 1993., Dumanlı ve Özer, 1987., Aktaş ve ark., 2000)
Türkiye'de sığır kan protozoonlarının serolojik teşhisini ilk defa Çakmak (Çakmak, 1987) gerçekleştirmiştir. Araştırıcı (Çakmak, 1990) Ankara'nın Beytepe köyünde 185 sığıra ait 494 serumda IFA testini uygulayarak B. bovis'e karşı %9.7, B. bigemina türüne karşı %4.7 oranında antikor tespit etmiştir. Daha sonra Türkiye'nin farklı yörelerinde değişik araştırıcılar tarafından serolojik araştırmalar yapılarak sığırlarda babesia türlerinin varlığı bildirilmiştir. Bu çalışmalara göre; IFA testi ile B. bovis seropozitifliği, Ankara yöresinde %10.4-59 (Eren, 1993., İnci, 1992., Sayın ve ark., 1989); Karadeniz bölgesinde %44 (Dinçer ve ark., 1991); Adana yöresinde %43.8 (Çakmak ve Öz, 1993); Elazığ yöresinde %1.4 (Aktaş ve ark., 2001 ); Tunceli yöresinde %0.6 (Aktaş ve ark., 2001); Kayseri yöresinde %1.04 (İnci ve ark, 2002) oranında belirlenirken, Malatya yöresinde (Aktaş ve ark., 2001) ve Niğde yöresinde (Karatepe ve ark., 2003) B. bovis'e karşı antikor saptanmamıştır. B. bigemina seropozitifliği Ankara yöresinde %49.2-100 (Eren, 1993., İnci, 1992); Karadeniz yöresinde %62 (Dinçer, 1991 ); Adana yöresinde %55 (Çakmak ve Öz, 1993); Elazığ, Malatya ve Tunceli yörelerinde sırasıyla %31.9, %7.1, %7.3 (Aktaş ve ark., 2001); Kayseri yöresinde %23.3 (İnci ve ark., 2002) ve Niğde yöresinde %30 (Karatepe ve ark., 2003) olarak tespit edilmiştir.
Aynı yöntem ile yapılan başka bir araştırmada, B. bigemina ve B. bovis'e karşı sığırlarda sırası ile Orta Anadolu'da %80, %41.6, Elazığ'da %42.9, %5.6; Bursa'da %48.9, %41.8; Güney Doğu Anadolu Bölgesinde %48.8, %6.4; Akdeniz Bölgesinde %51.4, %68.5 oranında seropozitiflik saptanmıştır (Sayın ve ark., 1996).
Düzgün ve ark., (Düzgün ve ark., 1992) Türkiye'nin 6 ayrı bölgesinde topladıkları 1428 adet sığır serumunu B. bovis'e karşı oluşan antikor yönünden ELISA testi ile araştırmış ve bu türün yayılışını %51.2 olarak saptamışlardır.
PROJENİN ÖZETİ
Babesiosis, Babesia türleri tarafından çeşitli omurgalı hayvanlarda oluşturulan protozoer bir hastalıktır. Konakların kanında eritrositler içinde yaşayan bu tek hücreli parazitlerin ara konağı Ixodidae ailesine bağlı kene türleridir. Türkiye kuzey yarım kürede subtropik iklim kuşağında yer almaktadır. Babesia türlerinin vektörleri Türkiye'nin her bölgesinde görülmektedir. Bu nedenle babesiosise yaygın olarak rastlanmakta ve buna bağlı olarak ülke ekonomisi olumsuz yönde etkilenmektedir.
Bu araştırmanın amacı, Türkiye'nin farklı coğrafik bölgelerinde bulunan sığırlarda Babesia bovis ve Babesia bigemina'nın mikroskobik ve Indirekt Floresan Antikor (IFA) testi ile prevalansını saptamaktır.
Bu çalışma Pendik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü'nün koordinatörlüğünde, Etlik, Adana, Bornova, Samsun, Elazığ, Erzurum, Konya Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüleri ve Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Protozooloji ve Entomoloji Bilim Dalı' nın katılımı ile gerçekleştirilmiştir.
Bu Araştırma TAGEM tarafından TAGEM/HS/05/01/02/98 nolu proje olarak desteklenmiştir.
Bu çalışma, 2006-2008 tarihleri arasında Türkiye'nin farklı coğrafik bölgelerinden seçilen illerde Babesia bovis ve B. bigemina türlerinin seroprevalasını tespit etmek için yapılmıştır. Bu amaçla ülke genelinde 81 ilden 3773 sığırdan kan serumu toplanmıştır (Tablo 1). Kan serumları IFA testi ile B. bovis ve B. bigemina'ya karşı şekillenen antikorlar yönünden incelenmiştir. Aynı zamanda bu sığırlardan perifer kan frotileri hazırlanarak mikroskobik muayenesi yapılmıştır. Sığırlar üzerinde bulunan keneler de toplanarak laboratuvara getirilmiş ve tür teşhisi yapılmıştır.
IFA testi ile incelenen serumların % 50.9'ü (% 24.5 B. bovis ve % 16.9 B. bigemina, %9.5 B. bovis+ B. bigemina) babesia antikorları yönünden pozitif bulunmuştur (Tablo 2, Grafik 2). Kan frotilerinin mikroskobik muayenesinde 3773 sığırın 718'inde (%19) Babesia sp.'ye rastlanmıştır (Tablo 2). Bölgeler arasındaki farklılık, istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (P<0.001).
Tablo1. Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüleri ve çalışmanın yürütüldüğü iller
Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüleri ve Çalışmanın Yürütüldüğü İller | Örnek Sayısı |
ADANA VET. KONT.ARAŞ.ENST. Adana, Mersin, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Osmaniye | 423 |
BORNOVA VET. KONT.ARAŞ. ENST. İzmir, Aydın, Muğla, Denizli, Uşak, Kütahya, Manisa | 438 |
ELAZIĞ VET. KONT.ARAŞ.ENST. Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Tunceli, Mardin, Siirt, Batman, Hakkari, Van, Bingöl, Bitlis, Muş, Şırnak | 493 |
ERZURUM VET. KONT.ARAŞ.ENST. Erzurum, Erzincan, Ağrı, Kars, Gümüşhane,Bayburt, Artvin, Ardağan, Iğdır | 391 |
ETLİK VET. KONT.ARAŞ.ENST. Ankara, Eskişehir, Kırıkkale, Bolu, Bartın, Zonguldak, Kırşehir, Çankırı, Kastamonu, Nevşehir, Kayseri, Yozgat, Çorum, Karabük | 564 |
KONYA VET. KONT.ARAŞ.ENST. Konya, Afyon, Isparta, Burdur, Antalya, Aksaray, Niğde, Karaman | 315 |
PENDİK VET. KONT.ARAŞ.ENST. İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Kocaeli, Sakarya, Bilecik, Bursa, Yalova, Balıkesir, Çanakkale, Düzce | 530 |
SAMSUN VET. KONT.ARAŞ.ENST. Samsun, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Tokat, Sinop, Sivas, Amasya | 619 |
TOPLAM 81 İL | 3773 |
Tablo 2. Türkiye genelinde Bölge Enstitülerine göre sığırlarda Babesia bovis ve B. bigemina'nin prevalansı.
Enstitü | Örnek Sayısı | Frotide Pozitiflik oranı | | IFAT ile B. bovis pozitifik oranı | | IFAT ile B. bigemina pozitiflik oranı | | IFAT ile B. bovis + B. bigemina pozitifik oranı | |
| | Sayı | % | Sayı | % | Sayı | % | Sayı | % |
Pendik | 530 | 55 | 10.4 | 56 | 10.6 | 40 | 7.5 | 10 | 1.9 |
Etlik | 564 | 7 | 1.24 | 69 | 12.2 | 115 | 20.3 | 115 | 20.3 |
Konya | 315 | 73 | 23.2 | 64 | 20.3 | 22 | 7 | 11 | 3.5 |
Adana | 423 | 223 | 52.7 | 163 | 38.53 | 146 | 34.5 | 48 | 11.34 |
Samsun | 619 | 84 | 13.6 | 158 | 25.5 | 74 | 12 | 38 | 6.1 |
Bornova | 438 | 213 | 48,6 | 98 | 22,4 | 78 | 17,8 | 37 | 8,5 |
Erzurum | 391 | 3 | 0.8 | 144 | 37 | 125 | 32 | 85 | 22 |
Elazığ | 493 | 60 | 12,2 | 173 | 35,1 | 37 | 7,5 | 13 | 2,6 |
Toplam | 3773 | 718 | 19 | 925 | 24.5 | 637 | 16.9 | 357 | 9.5 |
P | | | P<0.001 **P=0.0000 | | P<0.001 **P=0.0000 | | P<0.001 **P=0.0000 | | P<0.001 **P=0.0000 |
** Gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak önemlidir.
Grafik 2: Türkiye genelinde Bölge Enstitülerine göre sığırlarda IFAT ile Babesia bovis ve B. bigemina'nin prevalansı.
Çalışma süresince 2076 adet kene toplanmıştır. Ergin keneler Hyalomma m. marginatum, H. a. anatolicum, H. a. excavatum, H. detritum, H. aegyptium, Rhipicephalus bursa, Rh. turanicus, Rh. sanguineus, Boophilus annulatus, Ixodes ricinus, Haemaphysalis parva, Haemaphysalis punctata, Haemaphysalis sulcata, Dermacentor marginatus olarak identifiye edilmiştir. En çok bulunan kene türleri ise Hyalomma m. marginatum (%20.5), Rh. turanicus (%18.9), Rh. bursa (%14.5) ve Boophilus annulatus (%12.3) olmuştur.
Sonuç olarak bu çalışma ülke çapında sığır babesiosisin epidemiyolojisini belirlemek için yapılan ilk detaylı çalışmadır. Bu araştırma ile Türkiye'nin farklı coğrafik bölgelerinde Babesia bovis ve B. bigemina'nin seroprevalansı tespit edilerek, bu bölgelerde bulunan kene türleri de saptanmıştır. Babesiosisin teşhisi için uygulanan IFA testi bazı Enstitülerimizde rutin olarak kullanılmamaktadır. Bu proje kapsamında verilen eğitimler ile bu eksiklik gidilererek, ilgili laboratuvarlarımızda yerleştirilmiştir.
ARAŞTIRMACILAR
- Pendik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü: Dr. Taraneh ÖNCEL, Doç. Dr. Gülay VURAL
- Etlik Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü: Dr. Çiğdem PİŞKİN, Dr. Ahmet DENİZ, Dr. Armağan Erdem ÜTÜK
- Bornova Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü: Dr. İbrahim ÖZ, Dr. Ayşen BEYAZİT, Ziya Necdet ERHAN
- Elazığ Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü: Hatice İÇYEROĞLU, Dr. Abdulkasım İÇYEROĞLU
- Konya Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü: Dr. Erol HANDEMİR, Hasan AYTEKİN, Dr. Kadir KAMBURGİL, Dr. Funda ALTINÖZ
- Samsun Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü: Mithat KURT, İsmail AYDIN, Selma KAYA,
- Erzurum Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü: Zekai BASTEM, Ahmet TEMUR, Yıldıray KALKAN
- Adana Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü: Hayrunnisa ÇAYA
- Elazığ Sağlık Yüksek Okulu: Doç. Dr. Nursel AKSIN
- Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü: Dr. Salih YURTALAN
- Ondokuz Mayıs Üniversitesi Veteriner Fakültesi: Doç. Dr. Mustafa AÇICI
- Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi: Yard Doç. Dr. İbrahim BALKAYA
- Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi: Prof. Dr. Ayşe ÇAKMAK, Prof. Dr. Zafer KARAER
TEŞEKKÜR
Bu çalışmanın yürütülmesinde her türlü imkanı sağlayan Enstitü Müdürüm Sayın Dr. Muhammet Aksın'a, projeyi destekleyen Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'ne ve Sayın Dr. Erhan Bilge'ye, Enstitü Müdürlerine, örnekleri toplama aşamasında yardımcı olan İl Müdürlükleri Veteriner Hekimlerine ve Veteriner Sağlık Teknisiyenlerine, çalışmaları sırasında Enstitü Laboratuvarlarında yardımcı olan Şerafettin Öztürk, Yasemin Elmas, Mehmet Uçman, Gökhan Güven, Metin Atay, Sami Tay, Bilgehan Karahan, Gülsün Çınar, Mehmet Oğuz, Hayati Tiryaki ve merhum Dr. Ümit Özkoç'a teşekkür ederim.
Taraneh
ÖNCEL
Veteriner Hekim